DÜNYAMA RENK KATANLAR

16 Aralık 2010 Perşembe

DİKKAT: BİLİNMESİNDE YARAR VAR





   
* Atlantik ötesinden gelip Avrupa'da yayılan bir uygulama !.

Çok önemli duyuru. 

Bir akşam üzeri evinize ya da herhangi bir yere giderken, battaniyeye sarılmıs bir çocuğun, bir araba koltuğunda yol kenarında terkedildiğini gördüm

Nedenini bile sorgulayamadım, neden de pek önemli değildi zaten, kafam da karma karışık olmasına rağmen duraklamadan yola devam ettim. 

Yerime ulaştıktan sonra, telefonla bilgi verdiğim polis karakolunca konunun derhal incelenecegi söylendi.

 Olay yerine gitmeden önce bana verdikleri uyarı çok ilginç....

 "Bilmeniz gereken lüzumlu şeyler var ...

Çeteler ve gangsterler bir araba sürücüsünün (özellikle bayanların) arabasını durdurup  ıssız kimsesiz yerlerde de olsa bile arabasından inerek yardım ettirecek   taktikler bulmakta çok ustalar.   

"Yerel polisin raporuna göre bazı gangsterlerin  tercihen kullandıkları  yöntem de  bir araba koltuğuna  yapay bir bebeği oturtmak   ve ıssız yol kenarına terketmek  ... -kuşkusuzbir bayanın "terkedilmiş" bebeği görmeden yola devam edemeyeceği  umuduyla".
    
"Ya bir orman kenarı, ya da otları uzamış çimenliklerden geçen yollara bırakıyorlar. Arabasından inen sürücü -kazara bir bayan- ormana sürüklenir, dövülür, cinsel tecavüze uğrar, acımaksızın da ölüme terkedilir.

Bu şanssız,  bir erkekse yiyeceği dayağı tasavvur edemezsiniz, üstünde kıymetli ne varsa hepsi alınır, o da yine ölümle ödüllendirilir (!) 

 Hiçbir durumda ne
 sebeple olursa olsun asla durmayınız!!!  

Emin bir yere ulaştığınızda  Hemen 155 'e (polis) telefon ediniz.

VE,"NE GÖRDÜGÜNÜZÜ, NASIL OLUSTUĞUNU DÜŞÜNÜNÜN, ANIMSAYIN, SAKIN YAVASLAMAYIN ve yolunuza devam edin.




* SIK GÖRÜLEN BASKA BIR SENARYO :

"Eğer akşam üzeri arabanızla herhangi bir yere giderken
, aniden arabanın camına YUMURTALAR atıldıysa, arabanızı kontrol için de olsa 

SAKIN DURMAYIN VE CAM SiLECEKLERiNi ÇALIŞTIRMAYIN,

 NE CAM SİLECEK SIVI, NE DE SU İLE YIKAMAYIN 

ÇÜNKÜ YUMURTALARA YAPIŞKAN BIR MADDE ENJEKTE  OLDUĞUNDAN  ÖN CAM %90 GÖRÜNMEZ HALE GELiR.

İSTER İSTEMEZ ARABADAN CIKMAK ZORUNDA KALIRSINIZ VE CANiLERE YEM OLURSUNUZ.


İŞTE KULLANDIKLARI BELLİ BASLI TEKNİKLER.

LÜTFEN AİLENİZİ VE DOSTLARINIZI BİLGİLENDİRİN.


BU iLETİYİ  E-MAİLLERİNİZDE PAYLAŞINIZ.




Bu mail bana Serpil Adınır'dan geldi.

Böyle tuzaklara düşmemeniz, maddi veya manevi zarar görmeyeceğiniz güzel günler dilerim.

Sevgiler.

<:))


28 Kasım 2010 Pazar

BOYALI TEPELER

 "Zhangye Danxia" göz kamaştırıcı renkler.


Çinin kuzey batısında Gansu eyaleti  Zhangye kenti yakınlarındaki Zhangye Jeoloji parkı Dünya Mirası listesindedir.  






































Rengarenk tepeler ne kadar hoş değil mi?


Bu renkliliğin nedeni ne acaba?


Bana o bölgelerde ki (Çin) maden çeşitliliğinin fazla olduğunu düşündürüyor.





















Li'nin picasaweb sayfasından veya  buradan bakabilirsiniz. 
















Esen kalın.


<:))




Resimler :
News.sina.com
Itravelqq.com 
517sc.com 







27 Kasım 2010 Cumartesi

TENEKE KUTU DEYİPTE ÇÖPE ATMAYIN...





















Ben şu yaratıcı insanlara bayılıyorum. 













Bunların yüzünden pc ile yakında birbirimize kaynak olacağız.


O sayfada ne var şu sayfada ne var, gene ne yapmış bu .... ya bunu nasıl akıl etmiş  derken kendimi kaptırıyorum. Pc başında saatlerim geçiyor. Bu arada gözlük numaram da 2.5 olmuş.


Artı......


Diğer işlerim de beni bekliyor.....




Sandalye ve sehpalar ne şirin değil mi?


Hepimizin kolayca çöpe attığı bu metal içecek kutularını adamın biri değerlendirmiş ve  bu minyatür sehpa ile sandalyeleri   yaratmış.


Tebrikler tebrikler tebrikler....




Peki bunları nasıl yapmış bu adam derseniz.... işte.....



















Devamı  burada .....


Haydi kolay gelsin.


Esen kalın.


<:))


 Not: 易拉罐作品合集-你也可以做的哦  burada ne mi var valla tıklayın  bakın artık.


Buraya da  bakmayı unutmayın.....


Hepsi hepsi işte Rouding.com da....



26 Kasım 2010 Cuma

BOYA KALEMİ SANATI


















Boya kalemleriyle yapılmış bir tablo.....ve birkaç örnek daha...

叢 (Cluster) 'ın  picasaweb'deki  hsnusway  adlı sayfasında....


<:))







15 Kasım 2010 Pazartesi

KURBAN BAYRAMI















Hatta mümkünse hiç kesmeseniz. 
Onun yerine hayır, hasenat yapsanız.....Daha iyi olmaz mı?


Bayram tatilinizin sevdiklerinizle birlikte sağlık ve mutluluk içinde geçmesini temenni ederim....

Bu mail Selçuk Önalp'ten geldi.

Her şey gönlünüzce olsun.
<:)) 

12 Kasım 2010 Cuma

DİNLİYORUZ!!!

















Büyükanne ve büyükbabanın evindeki telesekreter:  




Günaydın ...... 
Şu anda evde değiliz, lütfen mesajınızı bip sesinden sonra bırakınız. 


Biiiiiiiiyyyp....


Eğer çocuklarımızdan biri iseniz, "1" e basınız. Daha sonra 1 ila 5 arasında dünyaya geliş sırasına göre kim olduğunuzu belirtiniz.


Eğer çocuklarla kalmamızı istiyorsanız "2"ye basınız.


Eğer arabayı ödünç almak istiyorsanuz "3" e basınız.

Bizlerden yıkama ve ütü yapmamızı istiyorsanız "4"e basınız.


Çocuklarınızın bu gece bizde kalmasını istiyorsanız "5"e basınız.


Okuldan torunlarımızı almamızı istiyorsanız "6"ya basınız. 


Pazar günü için yemek hazırlamamızı istiyorsanız, ya da eve servis edilmesini tercih ediyorsanız "7"ye basınız.


Bize yemeğe gelmek istiyor sanız "8"e basınız.


Sorun para ise "9"a basınız.




Bizi yemeğe davet edecekseniz ya da bizi tiyatroya götürmeyi arzu ediyorsanız.  


Hemen konuşmaya başlayın.... DİNLİYORUZ...!!!!




Bu mail diş doktorum Emel SOYKAN'dan geldi.


Sevilmek, sayılmak ve sevdiklerimiz tarafından aranılmak dileğiyle....


Sağlıcakla kalın.
<:))


Not: Herkese sağlık dilerken yukarıdaki resmin sahibi Theo dedenin çok hasta olduğunu bilmiyordum. Yazıyı dün hazırlamıştım. Bugün  Özden Ceyhan'ın minyatürlerini sergilediği  küçük şeyler  adlı  blogunda ona rastadım ve çok az ömrü kaldığını öğrendim. 


12 yıldır Türkiye'de yaşayan  1927 doğumlu Hollandalı Theo Hasselo ve eşi Anty'yi  Arastiralim.com'un yazdığı Çocuklara İthal Dede ve  İstanbul Oyuncak Muzesi'ndeki çalışmalarını okuyarak tanıyabilirsiniz. 


Allah'tan kendisine acil şifalar diliyorum.


<:(

11 Kasım 2010 Perşembe

HÜCREDE...





















Serçenin biri bir bahar günü uçuyormuş. Bir anda farketmiş ki karşıdan motorsikletli bir adam geliyor. Her ikisi de çarpışmayı engellemek için ellerinden geleni yapmışlar, ama nâfile. Serçe 'çat' diye motorcunun kaskına çarpıp düşmüş yere. 

Motorcu durmuş ve koşmuş serçenin yanına. Serçe baygın yerde yatıyor. Kıyamamış, bırakamamış yolda; almış getirmiş evine. Eskiden kalma bir de kafes varmış evde. Baygın serçeyi kafesin içine güzelce yerleştirmiş. Yanına da biraz su, biraz ekmek koymuş ve vurmuş kafayı yatmış. 
     

Bizim serçe bir süre sonra ayılmış ama daha tam seçemiyor ortalığı. Hafif bulanıklık var yani... Bir de bakmış ki; Hapishane hücresi gibi parmaklıklar ardında, kuru ekmek, su falan var bulunduğu yerde... 

Birden dank etmiş vaziyet: 


- Hay Allah!  

  Motorcuyu öldürmüşüz! 


  


Hayat Kısa...

Kuralları Yık,
Kolay Affet,
Yavaş Öp,
Kalpten Sev,
Kahkahalara Boğul,
Ve...


Yüzünü Güldürmeyi Başaran Hiç Bir Şeye Sırtını Dönme...





Bu mail Belma Çalışkan'dan.


Yaşama sırtınızı dönmeden sevgi ile kucaklaşmanız dileğiyle.
Kafesteki kuş resmi   Kapkara Camdan Kelebek ten.


Esen kalın.
<:))





28 Ekim 2010 Perşembe

23 Ekim 2010 Cumartesi

.... İÇERDİN ÇAYİNG

Adamın biri bir gün İngiltere'ye gezmeye gitmek istemiş. Tabi İngilizce bilmediğinden arkadaşına  

- Yahu ben İngiltere'ye gidince onlarla nasıl anlaşacağım?  diye sormuş.


Arkadaşı da;

- Bak konuştuğun her cümlenin sonuna 'ing' koy. Onlar senin ne demek istediğini anlarlar. demiş. 


Adam Ingiltere'ye gitmiş ve soluğu bir cafede almış. Arkadaşının taktiğini uygulamaya baslamış ve garsonu çağırmış;

- Sen bana bir çay getirebiling? demiş.   Garson çayı hemen getirmiş.




Adam anlaşılabilir olmanın sevinciyle  bu sefer garsona demiş ki;

- Bak, ben ne güzel İngilizce konuşuyoring değiling?  




Garson hemen lafı yapıştırmış;

- Ben Türk olmaying , sen nah içerdin çaying!.. :)






Bu satırlar da Deseo 'dan.


Sevgilerimle...


<:))