DÜNYAMA RENK KATANLAR

13 Aralık 2011 Salı

ÖĞRENDİM Kİ...

Öğrendim ki... 
Kimseyi sizi sevmeye zorlayamazsınız. Kendinizi sevilecek insan yapabilirsiniz. Gerisini karşı tarafa bırakırsınız.  


Öğrendim ki... 
Güveni geliştirmek yıllar alıyor. Yıkmak ise bir dakika.  


Öğrendim ki... 
Hayatında nelere sahip olduğun değil, kiminle birlikte olduğun önemli. 


Öğrendim ki... 
Kendini en iyilerle kıyaslamak değil,kendini  kendi en iyinle kıyaslamak sonuç getirir.

Öğrendim ki... 
İnsanların başına ne geldiği değil, o durumda ne yaptıkları önemli.


Öğrendim ki... 
Ne kadar küçük dilimlersen dilimle, her şeyin iki yüzü var.

Öğrendim ki... 
Olmak istediğim insan olabilmem çok vakit alıyor. 


Öğrendim ki... 
Bütün sevdiklerinle iyi ayrılman gerek. Hangisi son görüşme olacak bilemiyorsun. 


Öğrendim ki... 
''Bittim!'' dediğin andan itibaren, pilinin bitmesine daha çok var. 


Öğrendim ki... 
Bazı insanlar sizi çok seviyor. Ama bunu nasıl göstereceğini bilemiyor.


Öğrendim ki...   
Ne kadar ilgi ve ihtimam gösterseniz  bazıları hiç karşılık vermiyor.


Öğrendim ki... 
En iyi arkadaşla sıkıcı an olmaz. 


Öğrendim ki... 
Düştüğün anda seni tekmeleyeceğini düşündüklerinden bazıları seni kaldırmak için elini uzatır.


Öğrendim ki...
İki insan aynı şeye bakıp tamamen farklı şeyler görebilir. 


Öğrendim ki... 
Anlatmak ve yazmak ruhu rahatlatır. 


Öğrendim ki...
Duvarda asılı diplomalar insanı insan yapmaya yetmez.


Öğrendim ki...
Aşk kelimesi ne kadar çok kullanılırsa, anlam yükü o kadar azalır.


Öğrendim ki... 
Karşışındakini kırmamakla inançlarını savunmak arasındaki çizginin nereden geçtiğini bulmak zordur.


Öğrendim ki... 
Gerçek arkadaşlar arasına mesafe giremez.


Öğrendim ki... 
Ne kadar yakın olursa olsunlar en iyi arkadaşlar da ara sıra üzebilir. Onları affetmek gerekir. 


Öğrendim ki... 
Bazen başkalarını affetmek yetmiyor. Bazen insanın kendisini  de affedebilmesi gerekiyor. 


Öğrendim ki... 
Yüreğiniz ne kadar kan ağlarsa ağlasın dünya sizin için dönmesini durdurmuyor.


Öğrendim ki... 
Sevgiyi çabuk kaybedebiliyorsun, pişmanlığı ise uzun yıllar sürüyor.




Bu mail Tülay AKBAŞ öğretmenimden geldi.






Yaşamınızda hiç bir zaman pişmanlık duymamanız temennisi ile...


Sevgiler




<:))



9 Aralık 2011 Cuma

BUGÜNÜ YAŞAMAK



Çok zaman önceydi. 


O kadar zaman önceydi ki zaman diye bir şey yoktu.  
İnsanlar güneş doğup  batıncaya kadar yaşıyorlardı hayatı.
Bir daha hiç olmayacakmış gibi dolu ve anlamlı.

Derken zaman diye üç parçalı bir şey icat etti insan.
Bir parçasına dün dedi, diğer parçasına bugün, öteki parçasına da yarın.
Sonra fesat karıştı zamana ve insan bugünü unuttu.
Dünü düşünüp pişman oldu, yarını düşünüp telaşlandı; ama işin ilginç tarafı tüm telaş ve pişmanlıkları güneş doğup batıncaya kadar yaşadı.
Farkında olmadan rezil etti bugününü.

Oysa yarın, bugüne dün diyor, dünde bugün için yarın diyordu.
Bir türlü beceremedi. Bir eliyle yarına, diğer eliyle düne yapıştı.
Bugününü eline yüzüne bulaştırdı...

Mutsuz oldu insan.

Ve ne gariptir  ki yarının telaşını da, dünün pişmanlığını da hep bu gün yaşadı; ama bugünü hiç yaşayamadı.

 

Bu e-mail Seval UZUN'dan geldi.


Bugünümüzü ne dünün pişmanlığı ile  harcayalım ne de yarını düşünüp telaşlanalım.

Önce bugünün hakkını verelim. 


Sevgiler.

<:))





 

1 Ekim 2011 Cumartesi

GERÇEKLER


İyimserler ve karamsarlar arasında tercih yapmamız gerekmez. Onlara ihtiyacımız var...
Örneğin; iyimserler uçağı icad ettiler, karamsarlar paraşütü...


'Sadece sarılıp uyuyalım' diyen adamın yalanıyla 'Sadece mağazaları gezeceğim bir şey almayacağım' diyen kadının yalanı kıyasıya yarışır.


Aldığımız nefesi bile geri veriyorsak ; demek ki hiçbir şey bizim değil..!


Bir gün Mecnun çölde Leyla'yı düşünerek gezerken namaz kılan bir faninin önünden geçer... 
Namazı bitirdikten sonra fani: Ey Mecnun beni görmüyor musun da namaz kılarken önümden geçiyorsun? 
Mecnun: Ey fani ben Leyla'yı düşünürken Seni görmedim, Sen Mevla'yı düşünürken beni nasıl gördün?


Kadınlar duyduklarına aşık olur erkekler de gördüklerine , o yüzden kadınlar makyaj yapar, erkekler de yalan soyler... 
 


Önemli olan medeni halin bekar olması değil, bekar halin medeni olmasıdır...


Bu mail annemden geldi....

Esen kalın.

<:)) 





4 Temmuz 2011 Pazartesi

OSMANLI DÖNEMİNDE BURÇ İSİMLERİ..



KOÇ : Davar-ül kurban

BOĞA : Sığır-ül camış

İKİZLER: Adem-ül çift-i aynen

YENGEÇ : Mahluk-ül derya-ül böcekvari

ASLAN : Malukat-ül vahşi

BAŞAK: Nebatat-ül arpa vü yulaf

TERAZİ: Endaze-i kantar

AKREP : Haşerat-ül zehr-i zıkkım

YAY : Silah-ül zemberek

OĞLAK : Davar-ül sakal-ı sivri

KOVA : Damacana

BALIK : Mahsulat-ı derya





Esen kalın.


<:))

3 Temmuz 2011 Pazar

DİYORLAR...

Üzülüyorsun ....... takma........ diyorlar. 
Kızıyorsun ....... 
değmez...... diyorlar.
Boş veriyorsun ......gamsız...... diyorlar. 
Susuyorsun ........iki çift laf et...... diyorlar. 
Konuşuyorsun ...... çok konuştun.......... diyorlar.
Çekip gidiyorsun......... mücadele et...... diyorlar.
Alttan alıyorsun ..... tepene çıkarma........ diyorlar. 
Bağırıyorsun ......... sakin ol ......... diyorlar. 
Sessiz duruyorsun....... bir derdi mi var acaba ..... diyorlar.

................................................................................................
....... diyorlar da diyorlar.......


Ölünce ne diyecekler ?.. Muhtemelen ; Ölüm sana yakışmadı.

Ee normal tabii, dirimizi beğenmediler ki, Ölümümüzü beğensinler..





Bense diyorum ki 


Havalar nasıl olursa olsun sizin havanız güzel olsun. 
(Bu lafı çok severim.)


<:))

2 Temmuz 2011 Cumartesi

MERHABA....

NE GÜZELDİR......

• …dört gözle beklediğiniz bir haberin gelmesi


• …sabaha dek uyutmayan diş ağrısının dinmesi


• …yağmurdan sonra, açan güneş


• …bir gün bir yerde, çocukluğunuzda annenizin sizin için yaptığı kurabiyelere   
 rastlamak


• …en sevdiğiniz yemeğin ilk lokmasını ağzınıza aldığınız an


• …buz gibi sokaktan sıcacık eve girmek


• …yorgunluktan bitmişken yatağa uzanmak


• …tuttuğunuz takımın ezeli rakibini yenmesi


• …kızgın kumlarda yattıktan sonra denize girmek


• …sabahları kızarmış ekmek kokusuyla uyanmak


• …bir doktordan kuşkuları dağılmış olarak sevinçle ayrılmak


• …yaz sıcağında, buz gibi bir dilim karpuz yemek


• …bir bahçenin önünden geçerken duyduğumuz hanımeli kokusu


• …sabah uyanıp o günün tatil olduğunu anımsamak

• …anne ve babanızın hala çaldığınız kapının arkasında ya da hattın öbür ucunda olması


• …fırından yeni çıkmış ekmeğin köşesi


• …bir köşede birbirine sarılmış uyuyan kedi yavruları


• …evinizden, etli biber dolması kokusunun yayılması


• …soğuktan titrerken elinize tutuşturulan bir bardak sıcacık çay
...........;;..;░.....░:.
.................::░.,.;░'
....................░ ░'
...................░.░
_________(▒▒▒▒▒▒▒▒)
_(█)(█)(████████████)
__(█)__(███████████)
___(█)_(███████████)
_____(█)██████████)
__________(██████)
____███▓▓▓▓▓▓▓▓▓███




• …parasız bir gününüzde çoktandır giymediğiniz ceketinizin cebinden para çıkması

• …sıcak bir günde uzun bir yürüyüşten sonra karşınıza çıkan bir çınar ağacı altında dinlenmek


• …sabahtan bu yana ayaklarınızı vuran ayakkabılarınızı çıkarttığınız an


• …sudan bir  sebeple küstüğünüz bir arkadaşınızla barışmanız


• …yıkanmış, ütülenmiş, mis gibi kokan yatak takımlarının üstünde uyumak


• …bir sandalın kenarına oturarak bacaklarınızı denize sallandırmak


• …en önemlisi, soluk almak, konuşmak, duymak, yürümek, görmek, anlamak.. sağlıklı olmak


• …ve ne güzeldir arkadaşlarınızdan, sevdiklerinizden alacağınız sıcak bir merhaba....




Sevgiler


<:))






26 Mayıs 2011 Perşembe

VE KAVGA BÖYLE BAŞLADI...


 

Karıma dedim ki, "Doğum gününde nereye gitmek istersin?"

Yüzünde keyiften eridiğini görmek beni ihya etti!.

"Uzun zamandır gitmedigimiz bir yer olsun !" dedi.

O zaman önerdim, "Mutfağa ne dersin?"


İşte kavga böyle başladı...

________________________________


Cumartesi sabahı  erken kalktım. Karımı uyandırmadan sakin sakin giyindim, kahvaltımı ettim, köpeği kapıp sessizce garaja geçtim..

Kayığı arabanın üzerine atıp, şelaleye doğru yola çıkmıştım ki, havaya baktım fırtına çıktı çıkacak...  Radyoyu açtım. Hava durumunda havanın gün boyu fırtınalı olacağını  söylüyordu.... Eve geri döndüm, yavaşça soyunup, yatağa süzüldüm..

Uyumakta olan karıma arkadan sarılıp, kulağına fısıldadım.

"Dışarıda hava berbat"...

10 yıllık sevgili karım mırıldandı.  'Salak kocam bu havada balığa gitti, inanabiliyor musun?'

 
Ve kavga böyle başladı...

________________________________


Bir adamla bir kadın, bebekler gibi uyumakta.

Sabahın üçünde, birden dışarıdan bir gürültü geldi.

Kadın, panik içinde yataktan fırlayıp adama doğru bağırdı. 'Aman Tanrım! Bu kocam galiba!'

Adam da yataktan fırladı, korku içinde ve çıplak, kendini camdan attı, yere yapıştı. Dikenli çalının arasından koşabildiğince hızlı arabasına koştu.

Birden aydı, geri dönüp yatak odasina girdi, ve karısına,  Senin kocan benim!!!' diye bağırdı.

'Yok yaa niye kaçtın öyleyse?'

 Ve kavga böyle başladı...

________________________________


Karıma bir kasa bira alalım, diyordum ki, bir kutu dondurma almasın mı?.

"Oysa bira ile bu gece, dondurmayla olduğundan daha çekici olurdun" demiş bulundum.

Ve kavga böyle başladı....

________________________________

Kadın yatak odasındaki aynadan kendisine baktı.

Gördüğünden pek memnun kalmamıştı ki, kocasına dönüp,

-"Korkunç görünüyorum; yaşlı, şişman ve çirkinim!!" dedi ve devam etti:

-"Hadi bana bir iltifat et, buna ihtiyacım var!!.'

Kocanın cevabı: "Gözlerin iyi görüyormuş !!."

Ve kavga böyle başladı......

________________________________

Eşimle restorana gitmiştik...

Garson, önce benim siparişimi aldı.

-Ben ızgara bonfile alacağım, orta pişmiş olun lütfen, dedim.

-Deli danadan korkmaz mısınız? dedi,

-cık, dedim o kendi siparişini kendisi verir!.

Ve kavga böyle başladı...

________________________________

Mezunlar yemeğinde karımla masadayız.

Yandaki masada, sarhoş, elindeki kadehi çevirip duran kadına bakakalmışım.

Karım sordu,

- 'Onu tanıyor musun?'

-'Evet, dedim,  Eski flörtüm. Duydum ki yıllar önce ayrıldığımızda içmeye başlamış, o zamandan beri kendisini ayık gören yokmuş"

'Hadi canım!' dedi karım, "amma uzun kutlamış!!'

Ve kavga böyle başladı...

________________________________


Oturmuş TV de kanallar arasında gezinirken, yanıma oturan karım sordu:

-"Ne varmış bakalım TV'de?"

-'Toz' dedim.

Ve kavga böyle başladı...

________________________________

Karım, yaklaşmakta olan yıldönümümüz için çaktırmadan ayak yapıyordu ...

"Üç saniyede hızla 0 dan, 100 'e  çıkabilen bir nesne istiyorum" dedi.

Yıldönümü hediyesi olarak bir baskül aldım.

Ve kavga böyle başladı... 





............•*¨`*•
(¯`'•.¸ //(*_*)\\ ¸.•'´¯)
....*`• .…* * *… •´*...

 
Esen kalın.

<:))



17 Mayıs 2011 Salı

GERİ DÖNÜŞÜM DEYİNCE...










Eski monitörler olmuş saksı....Sustainabilityninja'da.
















Bu şirin mezura bileklikler...Recycledcrafts'da.






















Geri dönüşümlü bir duş keyfi...Homedesignfind'da.












Tahta cetvellerden askılık....Linghome'da.




















Eski bir otobüsü  çocuklarınıza oyun evine çevirebilirsiniz veya başka bir amaçla kullanabilirsiniz. Bu ve başka örnekler Advertisingadvice'da.


























Kürek mi lazım.....Gapphotos'da.
























Mutfakta tencereleri asmak için bir askılığa ne dersiniz. Hem de  bisiklet tekerleğinden.....Whenthedinnerbellrings'da.






















Lambaya mı ihtiyacınız var...Ecodam'da.




















Bu bir çataldı desem inanır mısınız....Hairygrowler'da.




Daha ilginç geri dönüşüm örnekleri bulanlar da bana bildirsin lütfennnnnn.


Şen ve esen kalın.


<:))









16 Mayıs 2011 Pazartesi

Annelerimiz bize neler öğretti??

Duaların gücünü öğretti: Yat, kalk dua et ki baban müzik setinin bozulduğunu farketmedi..
  
Mantıklı düşünmeyi öğretti: Ben öyle diyorsam öyledir!
  
İleri görüşlülüğü öğretti: Çıkmadan önce temiz bir çamaşıgiy. Yolda Allah korusun başına bir şey gelir, kirli çamaşırla etrafa rezil olursun.
  
Trajikomikliği öğretti: Sen daha gülmeye devam et, birazdan ben seni tam güldürecem.
  
Çelişkileri öğretti: Kapa çeneni çorbanı iç!!
  
Dayanıklılığı öğretti: ıspanak bitene kadar sofradan kalkmak YOK !!!
  
Meteorolojiyi öğretti: Su dağınıklıga bak.. Yabancı biri görse, odadan kasırga geçmiş sanır.
  
Abartmayı öğretti:  Sana 500 bin defa söyledim, kirli ayakkabılarınla içeri girme diye..
  
Korkmayı öğretti: Dinleme bakalım, anne sözü dinleme! Kafana meteor düşecek kenara çekil diye bağırsam, onu bile dinlemezsin di mi?
  
Kıskanmayı öğretti: Dünyada senin annen baban gibi mükemmel bir aileye sahip olmayan,  kaç milyon çocuk var biliyor musun?
  
Sabırlı olmayı öğretti: Baban eve gelsin sen görürsün..
  
Diyalog kurmayı öğretti:  Sana bir sey sorduğumda cevap ver!
-Ne söyleyeyim anne?
-Sus!! Bana cevap verme!!
  
Tıp bilgilerini öğretti: Gözlerini şaşı yaparken bir gün öyle kalıvereceksin.
  
Olgunluğu öğretti: Bu tabağın hepsini bitirmezsen asla büyüyemezsin.
  
Genetiği öğretti: Bütün kötü huyların babana çekti...
  
Bilgeliği öğretti: Benim yaşıma gel de anlarsın o zaman...
Ve,adaleti öğretti: Birgün senin de çocukların olacak..
İnşallah onlar da  sana simdi bana yaptıklarını yaparlar...


Bu mailin yazı taslağını hazırlamışım ama kimden geldiğini not almamışım. Anonim olsun.

Sevgiler.

<:))