DÜNYAMA RENK KATANLAR

21 Şubat 2011 Pazartesi

DAR EVLER

Şu Japonlar harika...


Bu kadar iyi toprak kullanımı olabilir.... 


































Ne fazla abartılı ne de lüzümsuz eşyaya ihiyaç vardır bu evlerde. Son derece kullanışlı eşyalarla döşenmiştir büyük ihtimalle.


































Bizim evleri düşününce ne kadar küçük görünüyorlar.
































Al sana bir villa...
































Bir dilim piramit pasta gibi....






































Ya buna ne dersiniz?




Dahası  nnm.ru 'da.




Yaşam alanınız dar olabilir ama ruhumuz geniş olsun.


<:))

















20 Şubat 2011 Pazar

BİZİ UTANDIRMA

Babacım

Berlin mükemmel, insanlar çok hoş ve burayı gerçekten çok sevdim. 











Fakat baba, okuluma saf altın kaplama  Ferrari 599 GTB arabam ile gitmekten çok utanıyorum.

Tüm öğretmenlerim ve arkadaşlarımın çoğu okula tren ile gidip geliyorlar.

Oğlun Nasser.




Benim sevgili oğlum Nasser,

Az önce hesabına 20 Milyon $'ı hesabına havale ettim. Artık bizi utandırma oğlum.













Git sende kendine bir tren satın al.

Baban



<:))






Resimler :DünyaKalburda





19 Şubat 2011 Cumartesi

BALKON SEFASI














Balkonunuz çok mu dar? 


Ben bu balkonu ne yapayım....bir masa koyup çay bile içemiyorum  deyip kaderine mi terkettiniz.


O zaman bakın o balkonu adam etmek için neler yapılmış.


Resimler Sımon mone' nin picasa web sayfasından.
























Bir güzel badana yapılmış. Zemin ve balkon kenarı ahşapla kaplanmış.


Balkon kenarına oturacak şekilde duvara küçük masalar monte edilmiş. Tam ortaya biraz yukarıya çiçek ve içeceklerin konması için bir  küçük raf da monte edilmiş.


Al bir sandalye veya tabure keyfine bak.
























İşiniz bittiği zaman da masa ve rafı kaldır yukarı. Ortam serbest. 


 Keyf sizin....dilediğiniz gibi kullanın.






Hava nasıl olursa olsun sizin havanız güzel olsun....

<:))














SIMON MONE

18 Şubat 2011 Cuma

BİR GAZETE İLANI























Şoför Hakkı mekanın cennet olsun...


15 Ocak 2011 tarihli Hürriyet Gazetesinden alıntıdır.




Bu ilanı paylaşmak geldi içimden....hepsi o.







16 Şubat 2011 Çarşamba

F VİTAMİNİ

Her derde deva arkadaşlarım! 
 
Neden hepsi birbirinden bu kadar farklı benim arkadaşlarımın?


Neden bazıları hatta marjinal?

Biri arkadaşımsa diğeriyle nasıl anlaşabiliyorum? Neden kimse anlayamıyor?
Galiba onların hepsi içimdeki çok farklı “ben”leri gün ışığına çıkarıyor da ondan.


Biriyle uslu, kibar kız oluyorum.

Diğeriyle şakalar yapıyorum.
Biriyle oturup ciddi ciddi konuşuyorum.
Diğeriyle saçma sapan şeylere kıkırdıyorum.
Biriyle oturup çay içiyorum.
Diğeriyle dans ediyorum.
Birinin derdini dinleyip öğüt veriyorum.
Diğerinin bana verdiği öğütleri dinliyorum.
Hepsi bir bulmacanın parçaları sanki, tamamlayınca ortaya bir hazine çıkıyor. Arkadaş hazinesi!
 
Beni bazen benden daha iyi anlayan, iyi günümde, kötü günümde beni yalnız bırakmayan arkadaşlarım...

Hepsi farklı günlerde aldığım rengarenk anti-depresanlarım sanki.
 
Mehmet Öz’den yeni bir şey daha öğrendim. Arkadaşlar sağlık için de faydalıymış.


Şaka değil! F vitamini diyor Mehmet Öz arkadaşlar için.  (F “Friends”den geliyor.) F vitaminin sağlığımıza faydaları say say bitmiyormuş...

Yapılan araştırmalara göre güçlü sosyal iletişim içerisinde olanlarda depresyona girme ve ölümcül krizlerin oluşma riski azalıyormuş. 
Düzenli F vitamini kullanmak sizi gerçek yaşınızdan 30 yaş daha genç hale getirebiliyormuş. 
Dostluğun sıcaklığı stresi azaltıyor, gergin olduğunuz zamanlarda bile kan damarlarınızda pıhtılaşma ve kalp krizi geçirme riskiniz yüzde 50 azalıyormuş. 
Yaşasın!!
Bilmeden yıllardır ne çok vitamin depolamışım.


Neymiş, arkadaşlara çok önem vermeye, mümkün olduğunca çok bağlantıda kalmaya, beraber her şeyin komik bir tarafını bulmaya devam.... 


Gülerken ağzımızı kocaman açmayı da unutmuyoruz, uçuşan bütün F vitaminlerini yutuyoruz (!) 

Bu mail Serpil Adınır'dan geldi.
F vitamininiz bol olsun...
Esen kalın.
<:))


13 Şubat 2011 Pazar

MEKTUP

YAŞLI ANADAN OĞULLARINA MEKTUP !


Köyümüz şehirden yüksek mi yüksek,

Baban ihtiyarlıyor oğul, bilmem netsek

Söz dinlemiyor artık ahırdaki eşek,

Gelinlerden biri gelip, hizmet etse oğul !

Sizi 9 ay 10 gün karnımda taşıdım

Beş oğul bir kızım için yaşadım

Şimdi halim kalmadı, gençliğimi boşadım

Gelinlerden biri gelip, hizmet etse oğul !

Köyde bacalar eskisi gibi tütmüyor,

Çorba dahi boğazımızdan geçmiyor

Takatimiz kalmadı işler bitmiyor

Gelinlerden biri gelip, hizmet etse oğul!

Geçenlerde kasabadan köye doktor geldi

Sağlam kimse kalmadı herkese ilaç verdi

Bana da kendini yorma ansızın gidersin deyiverdi

Gelinlerden biri gelip, hizmet etse oğul!

Eskiden köyümüzde yağız delikanlılar vardı

Al duvak içinde gelinler, giderken ağlardı

Gençler köyü terk etti, şimdi ihtiyarlar kaldı

Gelinlerden biri gelip, hizmet etse oğul!

Hani yalnız yaşayan komşumuz Ali amca vardı

O da rahmetli oldu cenazesi üç gün kaldı

Mezarını kazacak delikanlı bulunamadı


Gelinlerden biri gelip, hizmet etse oğul!

Öğrenci yokluğundan artık okul kapalı

İhtiyarlayınca, babanın döküldü saçı sakalı

Benimde dizlerim tutmaz, ağır işlere bakalı

Gelinlerden biri gelip, hizmet etse oğul!

İmam usandı, tayin yaptırıp gitti

Bir ezan sesi duyuyorduk o da bitti


Hastalıklar çoğaldı artık canımıza yetti

Gelinlerden biri gelip, hizmet etse oğul!

Analarda ciğer, evlatlarda merhamet olur

Gezen görür, yaşayan ölür, eden elbet bulur

Hayır duamızı alın biz ölmeden ne olur

Gelinlerden biri gelip, hizmet etse oğul!

Sizin huzurunuzu kaçırmak istemem

Gelinlerimi severim asla kin beslemem

Şimdi gelmezseniz cenazeme de istemem

Gelinlerden biri gelip, hizmet etse oğul!
 



'' OĞULLARIN ANA MEKTUBUNA CEVABI ''




(1. oğul)

Ana, şimdi Akdeniz sahillerindeyiz,

Buralar çok güzel herkese tavsiye ederiz.

Çocuklar diyor, ölürüz de asla köye gitmeyiz


Kusura bakma, çocuklar istemeden biz gelemeyiz!


(2. oğul)

Ana, mektup yazmışsın bize boşu boşuna,

Çünkü daha açarken gitmedi hanımın hoşuna,

Sen idare et artık, bu sene de yalnız başına,

Kusura bakma, ben hanımı gönderemem ana !



(3. oğul)

Ana, gönderdiğin mektubu şimdi okudum hanıma,

Dedi bu devirde hizmet eden var mı?, Allah aşkına,

Ne olur soğuk su katma bu yaştan sonra, pişmiş aşıma,

Kusura bakma ana, gönderemem hanımı ben sana asla!
 


(4. oğul)

Ana darılma, vakit bulup ta mektubunu okuyamadım,

Şimdi okuyunca ne demek istediğini çok iyi anladım.

Benim hanımdan başka çağıracak gelin mi bulamadın?

Kusura bakma gönderemem, hanım oralara alışamaz ana !


(5. oğul)

Ana abim söyledi, hizmete bizim hanımı çağırmışsın,

Olur mu öyle şey, doğalgazdan sobalı eve nasıl alışsın.

Birde önceden başlamış günleri var, onlar yarım mı kalsın?

Kusura bakma ana gönderemem, bu sene bizimki kalsın!



(ortak çözüm)

Ana, ana dört kardeş hanımlarıyla bize geldiler.

Anamızın isteği yerinde, acil çözüm bulalım dediler.

Bizler ne yapacağız diye düşünürken, akılı gelinler verdiler.

Kusura bakma ana, sana hizmete ancak bacımızı uygun gördüler!



Mahir Odabaşı-2009







Bu mail arkadaşım Aysel ALTAY'dan geldi.




Umarım bir kızınız vardır. 


Benim yok da......




Sağ ve salim kalın..
<:))

9,8,7,6,5,4,3,2,1,0

- Eğer "9" canlı olsaydın bile 

- En çok "8" kez kaçabilirdin ölümden 

- Bil ki "7" düvele sultan olsan dahi 

- Yerin "6" mekân olacak sana 

- En fazla "5" metre kumaş götürebileceksin 

- Kapatacaksın "4" açsan da gözünü 

- Bu dünya "3" günlük dünya 

- Azrail'in yanında "2" kat olup yalvarsan da nafile 

- Elbet "1" gün öleceksin 

- İşte o zaman herşey "0" dan başlayacak 

Çünkü ölüm bir yok oluş değil, yeniden doğuştur.





Bu mail Serpil Adınır'dan geldi.


<:))



10 Şubat 2011 Perşembe

SİZDE GÜNAHA ORTAK OLMAYIN...



































Lütfen!  Sevgilinizin, eşinizin ya da çocuğunuzun gerçekten  bakacağına inanıyorsanız....hediyenizi...... bakım evlerine terk edilmiş olan evcil hayvanlardan seçin....


Teşekkür ederim. 


<:))


Kaynak: Ebrulikedi

1 Şubat 2011 Salı

YAŞASAN DA YAŞAMASAN DA......

Neyzen Tevfik demiş ki:
 


Hayat, çatlak bardaktaki suya benzer.
İçsen de tükenir içmesen de.
Bu yüzden hayattan tat almaya bak.
Çünkü yaşasan da bitecek yaşamasan da... 






Arkadaşım Aysel Altay'dan gelen bir mail.


Ben sizinle paylaştım. Sizde sevdiklerinizle paylaşın.


Esen kalın
<:))