DÜNYAMA RENK KATANLAR

31 Aralık 2009 Perşembe

Cam Kırıkları
































CAM KIRIKLARI

Bugün


Elimden düşüp aynam kırıldı.


Bir tarafı bütün kalıp, diğer yarısı
Parçalara ayrıldı.


Ellerimle toplamaya kalktım 
Bir parçası kanattı parmağımı.


AMA


Kırılırken ki acı kadar acıtmadı.


Elimde sadece aynanın diğer yarısı ve
kanayan parmağım kaldı.


YARIM KALMIŞTI.


Eskisi gibi güzel göstermiyordu.


Yüreğim, elim acıyordu.


Cam kırıkları gibi bende parçalandım.


Çöp tenekesine atılan cam kırıkları gibi
yarım kalan aynam gibi
BENDE YARIM KALMIŞTIM.


BENDE CAM KIRIKLARI GİBİ DAĞILMIŞTIM ORDAN ORAYA


    BENDE KIRILMIŞTIM.










Bu sözler de kardeşim Haluk'tan. (2008)


<:))

30 Aralık 2009 Çarşamba

Yoruldum Artık...






Çok sinirliyken bile 

Sakin olma
zorunluluğundan yoruldum 

Hıçkırarak
ağlamak isterken 

Gözyaşlarımı
içime akıtmaktan

Ne varsa içimde
haksızlığa dair


Hoyratça esen rüzgara toprağa kuşlara

Yeter
diye haykırmak isterken

Susmaktan yoruldum

Mavinin
her tonunda kaybolmak isterken 

Siyaha
esir olmaktan yoruldum

Kendimden yoruldum 

Hep güçlü olmak
ne zordur

Hep sorumluluk sahibi olmak 

Her zaman haklı olmak 

Herseyi bilmek zorunda olmak 

Ruhum yoruldu 

Çocukken genç olmak 

Gençken olgun olmak

Çok zor yoruldum 

Çabuk tükettim ömrümü 

Yarınlarımı.....

Umutlarımı..... 

Duygularımı....... 

Geri dönüşü olmayan bir tüneldeyim 

Oyunun adı hayat 

Başrolde ben 

Yardımcı oyuncular 
dost, arkadaş, geçmiş 

Senaryo konusu

Herseye ragmen Mutlu Olma Sanatı 

Ve oyun bitti..
perdeler indi ışıklar söndü 

Kendimden yoruldum.


 mızıkçılık ediyorum ve artık oynamıyorum....




Bu mailde Buket Öziş'ten


<:))

29 Aralık 2009 Salı

Su ne zaman içilmeli?


Su içiminin doğru zamanlaması...çok önemli
Correct timing to take water....very important





Su içiminin doğru zamanlaması bedenimizin etkinliğini en üst düzeye çıkarır -Correct timing to take water will maximize its effectiveness to Human body.

2 bardak su-
Two (02) glasses of water - uyandıktan sonra-After waking up - iç organları uyandırır ( etkinleşmesine yardımcı olur )-  Helps activate internal organs

1 bardak su-One (01) glass of water  - yemeklerden  30   dakika  önce - 30 minutes before meal - sindirime yardımcı olur - Help digestion


1 bardak su-One (01) glass of water - banyodan önce - Before taking a bath - tansiyona yardımcı olur - Helps lower blood pressure

1 bardak su-One (01) glass of water - uykudan önce-Before sleep  - kalp krizinden, inmeden korunmak için-To avoid stroke or heart attack




Bu iletiyi tanıdığınız kişilere gönderiniz, lütfen.....

Please pass this to the people you know about.......




Esen kalın.


<:))

Aklını Kullan


 




İyice tanımadan hiçbir insana bağlanma. 


Bitmemiş ilişkilerin üzerine ilişki kurma, acı çeken sen olursun. 


İyice soruşturup karar ver diğer insanların da haklı olabileceğini düsün. 

Seni takmayanı sen hiç takma, konuşmayanla asla konuşma. 


Güvenmediğin biriyle asla flört etme. 


Yalanını yakaladığın kişinin düzelebileceğini düşünme. 
insanlara doğru değer ver, haketmeyenleri sil. 


Asla dönüp de arkana bakma. 


Sır tutmasını bil. 


Dostlarının sevgilinden daha önemli olduğunu unutma. Onları asla sevgilin için satma. 


Hakettiğin sevgiyi alamadın mı? kendini üzme, sorun sen değilsin. 


Kimsenin lafıyla dolduruşa gelme, ama aklının bir köşesinde de tut. 


Kafanda bitirdikten sonra bir çift tatlı söz, bir demet çiçek için asla yumuşama. 


Seni sevenlerle kullananları iyi ayırt et. 


Seni dinleyip anlamaya niyeti olmayanlarla tartışma. 


Emrivaki oluşturulan dostlukları kabul etme. 


Eğer verdiğin sır o kişide kalmıyorsa ikinci bir sır şansı verme. 


Dostun olacak insanları bazı kriterlere göre belirle. 


Kendini öven insanlardan kaç. 


Her zaman karşındakinin doğruyu söylediğini varsayma. 


Kendine saygını yitirmene neden olacak hiçbir şey yapma.








Bu mailde Aysel Altay'dan


Esen kalın.


<:))


Kuşlara da bir bak...



Kuşlara bir bakın nasıl eğitilmiş İnsanları eğitmek daha zor!!!


http://www.facebook.com/video/video.php?v=1247973592958

BİZ BİZE ÖZELİZ...



























Nette gözüme takılanlar.
<:))

28 Aralık 2009 Pazartesi

Atatürk'ten Bir Anı



Bir gün Atatürk'le beraber Abidinpaşa'dan gelip Samanpazarı yoluyla Ulus'a geçiyorduk.
O zamanlar Samanpazarı'nda bulunan üç beş dükkandan birisi Ali Efendi isimli kitapçıya aitti. Kitapçı dükkanının kepenklerinde, nefis bir halı asılmış duruyordu. Harp yıllarının sonu olduğundan hiçbir yerde, hele Ankara'da böyle güzel bir şey görmek pek şaşırtıcı olduğu için bu halı Atatürk'ün de dikkatini çekti. Hemen arabayı durdurup indik.
Beraberce dükkana yürüdük. Kitapçı, Ata'yı görünce, buyurun Paşam diyerek heyecanla bir emri olup olmadığını sordu. Paşa da bu halıyı  çok güzel bulduklarını ifade ettiler.  Kitapçı;
-Paşam, bu halı bir müşterimin.Paraya ihtiyacı olmuş, satılması için bana bıraktılar. Benimle bir ilgisi yok dedi.
Atatürk, böyle güzel bir halının çok kıymetli olduğunu, bunu halı sahibinin nereden almış olabileceğini öğrenmek istediler. Kitapçı ezile büzüle;
-Paşam, emanet koyan isminin söylenmemesini özellikle rica ettiler, müsaade ederseniz ismini söylemeyeyim dedi.
Bu sefer Atatürk daha çok merak edip;
-Çocuk, belki halıyı almak isteyeceğiz. Kimin ve kaça olduğunu öğrenmek isteriz dediler.
Kitapçı;
-Paşam 40 lira istemişlerdi
deyip yine halı sahibinin ismini vermedi. Atatürk halı sahibini iyice merak edip ısrar edince de, kitapçı istemeyerek ve sıkılarak;
-Abdülhalim Çelebi Hazretlerinin Paşam dedi.
Abdülhalim Efendi, Mevlana sülalesinden gelmiş, Konya milletvekili olarak Mecliste görev yapıyordu. Kapısı herkese daima açık, cömert, gayet güzel konuşan, Mevlevi kalpağı ile gezen, akıllı, sevimli, hoş sohbet, özü sözü doğru bir kişiydi.
Atatürk, bu cevabı alınca çok duygulandı ve bana dönerek dükkana 40 lira bırakmamı emretti.
Hemen parayı bıraktım. Kitapçı halıyı koşarak indirip paket yapmaya koyuldu.
Bu arada Atatürk, Abdülhalim Efendi'nin kişiliğinden övgüyle bahsederek;
-Abdülhalim Efendi, evde halısını satacak kadar parasız kalıyor ama, kapısını kimseye kapamıyor
diyerek onu övdü. Sonra da kitapçıya dönerek;
-Bana bak, halıyı biz alıyoruz. Fakat halıyı Abdülhalim Efendi'nin evine yollayınız, biz oradan aldırırız. Akşamüzeri de kendilerine bir kahve içmek için geleceğimizi söyleyiniz.  dediler. 


Kitapçı bu davranışa şaşırmış bize bakarken, arabaya binip uzaklaştık.
Aynı akşam Abdülhalim Efendi'nin evine gittik. Kendisi bizi avlu kapısında karşıladı.
Eve girince baktım halı, kapı arkasında paketli olarak duruyordu. Mütevazı evinde minderlere oturuldu, kahveler içildi.
Abdülhalim Efendi;
-Paşam halıyı almışsınız. Fakat halı evime geri geldi. Müsaade ederseniz, arabanıza koyduralım. dedi.
Atatürk de;
-Abdülhalim Efendi halı yine bizim olsun. Biz arada sırada sana kahve içmeye geldikçe onun üzerinde kahvemizi içeriz.
Diyerek halıyı açtırdılar ve odaya serdirdiler.
Kahveler içildi ve sohbet edildi. Giderken Abdülhalim Efendi yine bizi kapıya kadar uğurlayarak;
-Paşam eğer müsaadeniz olursa halıyı…..derken  


Atatürk sözünü keserek mütebessim,
-Abdülhalim Efendi, onu sana emaneten bırakıyoruz. Her gelmemizde onu burada görmek ve üzerinde oturmak isteriz.
diyerek veda edip ayrıldılar.
Böylece Atatürk, Abdülhalim Çelebi Efendi'ye, kitapçıya bile belli etmemeye çalışarak ihtiyacı olan yardımı yapmış, fakat halıyı almamışlardı.   


Bu  anı; 
O büyük asker, devlet adamı ve devrimci liderin, en az bu nitelikleri kadar büyük olan insanlığını anlatmasının yanı sıra, 
O'nun, gerçek dindar ve üstelik bir tarikat mensubu olan Çelebiye saygısını göstermek bakımından da ayrı bir önem taşıyor.


Ayrıca; 
Herkese açık sofrasını sürdürebilmek için halısını satan bir tarikat ehlinin farklılığını da ortaya koyuyor...

Reşit ÇAĞIN   

E.Dz.Kur.Alb.

 

Atatürkten Hiç Yayınlanmamış Anılar

-Prof.Yurdakul Yurdakul

27 Aralık 2009 Pazar

Azeri Reçetesi


EĞER BAŞIZ AĞRİSE 
Bir avuç üzüm sirkesini geniş nefes alarah, var guvvetizle genzize 
çekeceksiz. Eğer başız yarım ağrise; iki tene it gavunu havanda ezip lapa 
yaparah ağrıyan tarafıza yapıştıracahsız. 

EĞER GULAĞIZ AĞRİSE 
Bi çay gaşuğu rakıyı, gulağızın tortiğine tökeceksiz. 

EĞER GÖZÜZ AĞRİSE 
Bi haftaluğ doğum yapmış garının, sıcağı sıcağına ağrıyan gözüze üç damla 
südünü sağdırup gözüzü açıp yumun ki südü içeri gide. 

EĞER BURNUZ AĞRİSE (TATAR HAMI OLMUŞSAZ) 
Meşe közüne bi top gahve şekerini atıp dumanını geniş, geniş burnuzdan nefes 
alacah şekilde içinize çekin. 

EĞER SAÇIZ TÖKİLİSE, YAHUT GAFAZ DAZLAĞSA 
Bi avuç eşek fışgısı, iki yumurta sarısı, yüz gram gara saggız, elli gram 
çirişi garuşturup gafasaza saracahsız. Heç çıhartmadan bibuçuh ay gafazda 
galacah. Sona sökeceksiz, ondan sonra yeni saçlar çıhar. 

EĞER DİŞİZ AĞRİSE 
Çorap cağını ataşda eyice gızdırıp ağrıyan dişizi dağlayacahsız. O dişiz 
bidaha heç ağrımaz. 

EĞER GÖGSÜZ AĞRİSE 
Haşıllı bi havluyu, gızgın su buharında eyice gızdurup, üstüne toz garabiber 
töküp sıcağı sıcağına göksüze sarın. Dilizin altınada garanfil gonciği alıp 
emerekten yatın. Bismillah artuğ gendizi üşütmiyene gadar bidaha da gösgüz 
ağrımaz. 

EĞER SIRTIZ AĞRİSE 
Zobayı eyi yahın, odayı eyice gızdurun, belden yuharı soyunup sırtızı sobaya 
verin. Ağrızın böyüklüğüne göre iki yada üç tene kupa, bi lohma gazete 
kağıdı anaza yada bacıza yahutta 
köroğluna, gazete kağıtlarını kupaların içine atıp yahar yahmaz alavlu 
alavlu ağrıyan yerize 
kupayı basdurun. Düşene gadar kupa orada galsın. Düşdükten sona yerine 
tendirdiyot sürüp üşütmemek için yün guşahdan eyicene sarın. 

EĞER GARNIZ AĞRİSE 
Bi kesme şekere, zencefil ezip bu şekeri zencefil tozuna beleyip emmeden 
yudun. Heç bişeyiz galmaz geçer. 

EĞER VIRİGE DÜŞMÜŞSEZ 
Bi havanın içinde limon duzunu, çig gahveden beraber dögüp sabahleyin aç 
garnına bi gahve gaşuğu ağzıza atın. Eğer yudamisez bu garışımı heb yapıp 
geçi gılliği böyüklüğünde susuz olarah yudun. Eğere içiz daş kesmezse bu 
kerede bu ıngıbazlığa geçürmek içün başga bi ilaç 
söliyem yapın 

EĞER INGIBAZSAZ (GABIZ OLMUŞSAZ) 
Guyruh yağından kıkırdağ yapıp ekmeksüz olarak bol bol yeyeceksiz. 

EĞER BELİZ AĞRİSE 
İki tutam çejli yünü yıhamadan, bi gaşuh gara biberi yünün üstüne sepip gine 
yün guşahnan belize sarın. 

EĞER BÖBREGİZDE GUM VARSA SANCILANİSEZ 
Gölgede gurumuş mısır püskülünü çay gaynatır gibi gaynadıp, dölbentte süzüp 
iki gece ayazda bekledip, sabahdan ahşama gadar su içmemek şartıynan hergün 
bir çay bardağı içeceksiz. Ne gadar daş ve gum varsa söker atar. 

EĞER BASURUZ VARSA 
İkiyüz elli gram gavrulmamış çedene, gine o gadar böğürtlen kökünün 
yumrusunu beraber bi çaydanlıhda gaynadın sona suyunu dölbentle süzdükten 
sona her sabah aç garnına birer bardah için. Ne ağru galur nede meme. 

EĞER NASIRIZ VARSA 
Bi üsgük tosbağa tüpürüğü, nasırızın üsdüne töküp elize bi cımbız alıp 
bekleyin, nasıl gaşınmaya başlayınca cımbızla zıpbiginden çekip löpbidek 
alın. 

TOSBAĞA NASIL TÜPÜRÜR 
Bi tene elöpeni tutup tosbağanın garşısına getirin elizde bi fincan 
tosbağanın ağzına tutun el öpeni görünce tosbağa gafasını çıharıp ağzı 
şoriklenmeye başlar. Sizde o vakit fincanızı doldurun. Sona nasırıza dökün. 

EĞER BARMAĞIZA DOLAMA ÇIHMIŞSA 
Bi bağ soğanı gızgın külde eyice haşlayıp, zıllıgini çıharıp, zılliginin 
yerine dolamalı barmağızı sohup barmağız zongluyana gadar iki üç gün elece 
soğanın içinde bekletin. Sonra sökün. Dolamayı ne goymuşsuz ne bulasız. 

EĞER COCOZU TUTAMİSEZ 
Gara sakgız, çiriş, çavdar kepeğini garışdırıp ataşda gızdırın. Eriyen bu 
maddeyi haşıllı Amerikan bezine bastuğ serer gibi serip poçigizin üstüne 
bağlayın. Bi daha cocozu gaçırmazsız. Bu ilaca aynı zamanda poçik yahısıda 
denir. 

EĞER İHTİYARSAZ; ŞEREET DÖŞEĞİNDE MAHÇUPSAZ 
Saf zeytinyVğının içine guvvet eksüklüğüze göre on veyahut daha fazla guru 
inciri atın. Bi hafta gavanozun içinde zeytinyağı galmayana gadar incirler 
beklesin. Sona her sabah aç garnına bi inciri çeynemeden yudun. Eğerki mıh 
gibi olmazsaz boşuna da uğraşmayın sizi teneşür pekler.


Sende Gör......






Bir senedir Türkiye'de bulunan Amerikalı çok merak ettigi bir konuyu Türk arkadaşına sormuş:



Türkler neden birisi hapşırdığı zaman "Çok yasa" diyene  
"Send a girl" diye karsilik veriyor?

 (Send a girl=bir kız yolla :)))






Kıh kıh kıh......
<:))

26 Aralık 2009 Cumartesi

Gurbetten Gelmişim Yorgunum Hancı....

Türk Pop Müziğinin Unutulmaz İsimlerinden
Tanju Okan  (1938 - 1996)
Tanju Okan 1938 Yılında dünyaya geldi. Liseyi Balıkesir'de bitirdikten sonra yurtdışında şan eğitimi aldı Ve 1961 yılında Ankarada Profesyonel Müzik hayatına başladı.1962 de İstanbula geldi. Ve Müfit Kiper Orkestrası ile birlikte çalışmaya başladı.1964 yılında hayatının dönüm noktalarından biri olan Erol Büyükburç,ve Tülay Germanla birlikte Balkan Melodileri Festivaline katıldı. Hemen ardından da ilk plağını çıkardı....
...................
...................
Tanju Okan'ın söz yazarı Mehmet Teoman'dır. Bu işbirliği sonraki yıllarda da çok önemli bir plağın çıkmasına sebep olacaktır.1980 yılında Garo Mafyan, Melih Kibar, Bora Ayanoğlu destekli (Yorgunum) Albümü çıkar............
Devamı ÖZER RAYMAN 'da.



YORGUNUM HANCI

Gurbetten gelmişim yorgunum hancı
Şuraya bir yatak ser yavaş yavaş
Ama karanlığı görmesin gözüm
Perdeleri ger yavaş yavaş
Garibim her taraf bana yabancı
Dertliyim çekinme doldur be hancı
Önce kımıldar hafif bir sancı
Ayrılık sonradan kor yavaş yavaş
Bende bir resmi var yarısı yırtık
On yıldır evimin kapısı örtük
Garip birde sarhoş oldu mu artık
Bütün sırlarını der yavaş yavaş
Gurbetten gelmişim yorgunum hancı
Şuraya bir yatak ser yavaş yavaş
Ama karanlığı görmesin gözüm
Perdeleri ger yavaş yavaş
İşte hancı ben herzaman böyleyim
Öteyi ne sen sor ne ben söyleyim
Kaldır kaldır artık boş kadehi neyleyim
Şu bizim hesabı gör yavaş yavaş.


Siz arkadaşlarım için...  paylaşmak istedim....
http://www.facebook.com/video/video.php?v=82489345501&ref=ss#/video/video.php?v=82524355501
Mail Facebook sayfama Emre Öncü tarafından gönderildi.
Sevgiler
<:))


Çocuklarımız














































































































































































































































































































































































































































































































































Bu çocuklara ait resimler Mailce.com tarafından slayt şeklinde gönderilmiştir.
Ancak slaytı yüklemeyi başaramadım. Hata verdi. Bende bu şekilde hazırladım.

İyi bir hafta sonu diliyorum.

<:))